Tom Mary'nin evlat edinilmiş erkek kardeşi.
- Tom is Mary's adopted brother.
O bir bebekken evlat edinilmiştir.
- She was adopted as an infant.
Bu küresel şirket genel olarak kabul görmüş muhasebe ilkelerini izliyor.
- This global company follows generally accepted accounting principles.
O, kısa sürede aileye kabul edildi.
- He was soon accepted into the family.
O sorun kabul edildi.
- That problem was accepted.
Zengin tüccar çocuğu evlatlık aldı ve onu mirasçısı yaptı.
- The rich merchant adopted the boy and made him his heir.
Anne evlatlık oğluna karşı zalimdi.
- The mother was cruel to her adopted son.
Kısacası, sorumluluğu kabul etmeliydin.
- In brief, you should have accepted the responsibility.
Ben, makaleyi bir seyahat dergisi tarafından kabul ettirdim.
- I had the article accepted by a travel magazine.
Tom Mary'nin fikrini benimsedi.
- Tom adopted Mary's idea.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Tom defter tutma metodumuzu benimsedi.
- Tom adopted our method of bookkeeping.
Tom yeni bir politika benimsedi.
- Tom adopted a new policy.
Onun üvey ebeveynleri ona karşı gerçek ebeveynlerinden şimdiye kadar olduğundan çok daha nazikti.
- Her adoptive parents are much kinder to her than her birth parents ever were.
Tom'un üvey anne ve babası, öz anne ve babasına göre ona daha kibarlar.
- Tom's adoptive parents are much kinder to him than his birth parents ever were.
Supposing you had one million yen, what would you do with it?
- Angenommen, du hättest eine Million Yen, was würdest du damit machen?