İngilizce - Türkçe
an empire in the southeast of europe and southwest of asia teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- turkey
- {i} hindi
O hindi melezinin nerede olduğunu sorma.
-Don't ask where that turkey baster's been.
Bu hindinin tadı iyi.
-This turkey tastes good.
- turkey
- Türkiye
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
-Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
-After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
- turkey
- turkey hen : dişi hindi
- turkey
- (isim) hindi, fiyasko [tiy.], başarısız film
- turkey
- başarısız piyes
- turkey
- turkey trot : bir çeşit caz dansı
- turkey
- yüzüne karşı söylem
- turkey
- turkey buzzard : hindi akbabası
- turkey
- baba hindi
- turkey
- talk turkey : dobra dobra konuşmak
- turkey
- Meleagris gallopavo
- turkey
- {i} başarısız film
- turkey
- {i} fiyasko [tiy.]
- turkey
- {i} argo beceriksizin teki, işleri yüzüne gözüne bulaştıran kimse
- turkey
- {i} argo aptal/tuhaf görünümlü kimse, şaban
- turkey
- mısırtavuğu
- turkey
- (Argo) beceriksizin teki
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
an empire in the southeast of europe and southwest of asia teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- turkey
an empire in the southeast of europe and southwest of asia
Heceleme
an em·pire in the South·east of Eu·rope and South·west of A·siaTürkçe nasıl söylenir
ın empayır în dhi sauthist ıv yûrıp ınd sauthwest ıv eyjıTelaffuz
/ən ˈempīər ən ᴛʜē ˌsouᴛʜˈēst əv ˈyo͝orəp ənd ˌsouᴛʜˈwest əv ˈāᴢʜə/ /ən ˈɛmpaɪɜr ɪn ðiː ˌsaʊθˈiːst əv ˈjʊrəp ənd ˌsaʊθˈwɛst əv ˈeɪʒə/
Resimler
Favoriler