Dan doğum günü için bir iş arkadaşından şanslı kedi heykelciği aldı.
 - Dan got a lucky cat figurine from a co-worker for his birthday.
Sami yardımcı olacak birkaç iş arkadaşına ihtiyaç duydu.
 - Sami needed a few co-workers to assist.
O ,emekli olduğu zaman iş arkadaşı ona bir hediye aldı.
 - His colleagues gave him a present when he retired.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
 - Go and speak to my colleague.
Sami, kadın meslektaşlarıyla dalga geçti.
 - Sami made fun of his female co-workers.
Şirket politikası, farklı mevkilerdeki meslektaşları arkadaşlık etmekten men ediyor.
 - Company policy precludes fraternization between co-workers.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
 - The colleague whose husband is French has left for Paris.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
 - Tom and Mary are both colleagues of mine.
Git ve iş arkadaşımla konuş.
 - Go and speak to my colleague.
Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.
 - He made the plan along with his colleagues.