Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
 - He left part of his estate to his son Robert.
Mal varlığınının bir kısmını oğlu Robert'a bıraktı.
 - He settled part of his estate on his son Robert.
Sami, Mısır'da bir mülk bıraktı.
 - Sami left an estate in Egypt.
Onun ülkede bir mülkü var.
 - He has an estate in the country.
Tom amcasının arazisini miras olarak aldı.
 - Tom inherited his uncle's estate.
Teyzem büyük bir emlakı miras olarak aldı.
 - My aunt inherited the huge estate.
Tom oğlunun onun gayrimenkulunu miras olarak almasını diliyor.
 - Tom wishes for his son to inherit his estate.