am ältesten

listen to the pronunciation of am ältesten
İngilizce - Türkçe

am ältesten teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

eldest
{s} (yaşça) en büyük
eldest
en yaşlı

Üç çocuktan en yaşlısı Tom'dur. - The eldest of the three boys is Tom.

Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir. - Fatima is the eldest student in our class.

eldest
yaşça en büyük
eldest
en büyük

En büyük oğlan bütün mülkiyetin varisi oldu. - The eldest son succeeded to all the property.

En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu. - Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.

eldest
büyük

Dikkat, bilgeliğin büyük kızıdır. - Caution is the eldest daughter of wisdom.

En büyük kız şeker istiyorum diyerek birdenbire konuştu. - Suddenly the eldest daughter spoke up, saying, I want candy.

oldest
büyük

O benim annem değil fakat en büyük ablamdır. - She is not my mother but my oldest sister.

En büyük erkek evladın kaç yaşında? - How old is your oldest son?

oldest
en yaşlı

Odadaki en yaşlı kişi Tom'du. - Tom was the oldest person in the room.

Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu. - Tom is so old that even the oldest in the village first knew him as an old man.

oldest
{s} en eski

Peterhouse Cambridge'in 33 kolejinin en eskisidir. - Peterhouse is the oldest of the 33 colleges of Cambridge.

Bu perişan eski kilise ülkemizdeki en eski yapıdır. - This miserable old church is the oldest building in our country.

Almanca - İngilizce
oldest
eldest