You've suffered enough.
- Sen yeterince acı çektin.
Since the death of her husband, Cristina has suffered a lot.
- Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.
Do you think that plants feel pain?
- Bitkilerin acı çektiğini mi düşünüyorsun?
He is suffering from an aggravated disease.
- O, ağır bir hastalıktan acı çekiyor.
He is suffering from a serious illness.
- Ciddi bir hastalıktan ötürü acı çekiyor.
Tom sensed that Mary was in pain.
- Tom Mary'nin acı çektiğini hissetti.
You look like you're in pain.
- Acı çekiyor gibi görünüyorsun.