Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Onun için radyoyu onardım.
- I've fixed the radio for him.
Saatimin onarılması gerekiyor.
- My clock needs to be fixed.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.