Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
- We had better do away with such a fixed idea.
Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
- We fixed the price at $15.
Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim.
- I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.
Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Parça, piyano ve orkestra için düzenlendi.
- The piece was arranged for piano and orchestra.
Saatimin onarılması gerekiyor.
- My clock needs to be fixed.
Bunu hemen onarmalıydınız.
- You should've fixed it right away.
Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.
- We arranged the books according to size.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
- I arranged catering for tomorrow's party.