abart

listen to the pronunciation of abart
Almanca - Türkçe
Almanca - İngilizce
varietal form
variation
variant (of something)
variety
Türkçe - İngilizce
exaggerate

Don't take it literally. He is inclined to exaggerate. - Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising. - Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır.

{f} exaggerated

This description of events is completely exaggerated, even if it's essentially true. - Olayların bu açıklaması tamamen abartılmış, üstelik doğru olsa bile.

He let out an exaggerated groan and put his hand on the doorknob. - O, abartılı bir inleme çıkardı ve elini kapı tokmağına koydu.

play up
{f} exaggerating

I can see Tom wasn't exaggerating. - Tom'un abartmadığını anlayabiliyorum.

Aren't you exaggerating a little? - Biraz abartmıyor musun?

overstate

Let's not overstate matters here. - Burada konuları abartmayalım.

I don't want to overstate things. - Her şeyi abartmak istemiyorum.

drag up