İngilizce - Türkçe
a young or inexperienced person teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- chicken
- tavuk
Beypiliç'in tavuk etini seviyorum.
-I like Beypilic chicken.
O, bir tavuk satın aldı.
-She bought a chicken.
- chicken
- piliç
Akşam yemeği için piliç var mı?
-Is there chicken for dinner?
Bu piliç çok pişirilmiş.
-The chicken is overcooked.
- chicken
- piliç eti
- chicken
- (deyim) korkak olmak (coward)
chicken out olarak sözlükte yer alıyor.
- chicken
- {i} civciv
- chicken
- korkak
Sen böyle bir korkaksın.
-You're such a chicken.
- chicken
- {i} kız
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
-I like roast chicken.
Tom, kızarmış tavuk seviyor.
-Tom loves fried chicken.
- chicken
- ödlek
- chicken
- {i} piliç, tavuk eti
- chicken
- {i} toy
- chicken
- (fiil) korkak davranmak, korkudan çekinmek
- chicken
- out korkudan çekinmek
- chicken
- {f} korkudan çekinmek
- chicken
- genç kız
- chicken
- {i} cesaret yoklama oyunu
- chicken
- {f} out argo korkudan çekinmek
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
a young or inexperienced person teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- chicken
This case will make a stir, sir, he remarked. It beats anything I have seen, and I am no chicken..
a young or inexperienced person
Heceleme
a young or in·ex·pe·ri·enced per·sonTürkçe nasıl söylenir
ı yʌng ır înîkspîriınst pırsınTelaffuz
/ə ˈyəɴɢ ər ənəkˈspərēənst ˈpərsən/ /ə ˈjʌŋ ɜr ɪnɪkˈspɪriːənst ˈpɜrsən/
Resimler
Favoriler