a woman salesperson

listen to the pronunciation of a woman salesperson
İngilizce - Türkçe

a woman salesperson teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

salesgirl
satış memuresi
saleslady
bayan tezgâhtar
saleswoman
satış memuresi
salesgirl
tezgahtar

O, bir tezgahtar olduğu gerçeğini gizlemişti. - She concealed the fact that she used to be a salesgirl.

Dükkânda güzel bir tezgahtar bana hizmet etti. - A beautiful salesgirl waited on me in the shop.

saleslady
{i} pazarlamacı
saleslady
{i} tezgâhtar

Tom bir şey için tezgahtara ödeme yapıyor. - Tom is paying the saleslady for something.

Tom tezgahtarla Fransızca konuşmaya çalıştı. - Tom tried to speak French to the saleslady.

saleslady
{i} satış elemanı
saleslady
{i} satıcı
saleswoman
{ç} sales.wom.en (seylz'wîmîn)
saleswoman
{i} tezgâhtar
saleswoman
{i} satış elemanı

Bir satış elemanı olarak bir iş başvurusu yaptı. - She applied for a job as a saleswoman.

Tom bir satış elemanı olarak bir iş için başvurdu. - Tom applied for a job as a saleswoman.

saleswoman
{i} pazarlamacı
saleswoman
{i} satıcı kadın; kadın tezgâhtar
saleswoman
{i} satıcı
saleswoman
satıcı kadın
İngilizce - İngilizce
salesgirl
saleswoman
saleslady
a woman salesperson

    Heceleme

    a wo·man sales·per·son

    Türkçe nasıl söylenir

    ı wûmın seylzpırsın

    Telaffuz

    /ə ˈwo͝omən ˈsālzˌpərsən/ /ə ˈwʊmən ˈseɪlzˌpɜrsən/