a very black fossil, spout, court, yard

listen to the pronunciation of a very black fossil, spout, court, yard
İngilizce - Türkçe

a very black fossil, spout, court, yard teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

jet
(Otomotiv) karbüratör memesi
jet
püskürtme memesi
jet
jikle
jet
düze

Bir hafta oldu fakat uyku düzensizliğinden hâlâ çekiyorum. - It's been a week, but I'm still suffering from jet lag.

Hâlâ uyku düzensizliği çekiyorum. - I'm still suffering from jet lag.

jet
siyah kehribar
jet
jet uçağı

Jet uçağı Narita'ya bir saat geç ulaştı. - The jet plane reached Narita an hour late.

Jet uçağı anında havalanır. - The jet plane took off in an instant.

jet
fışkırtmak
jet
kapkara
jet
(isim) oltu taşı, karakehribar, fışkırma, fıskıye, jet, jet uçağı, jet motoru
jet
(fiil) fışkırtmak, jet ile uçmak
jet
{s} simsiyah, kapkara
jet
(Askeri) JET: Egzoz akışı veya gazların bir delikten veya gaz sıkıştırma boğazından süratle çıkması
jet
{i} fışkırma
jet
(Tekstil) düze, meme, ağız
jet
{f} fışkırtmak; fışkırmak
jet
jet glass simsiyah
jet
fıskiye ağızlığı
jet
x jetle uç/fışkır/fışkırt
jet
jet,v.fışkırt: n.jet
İngilizce - İngilizce
{n} jet
a very black fossil, spout, court, yard