a person who is below the legal age of responsibility or accountability

listen to the pronunciation of a person who is below the legal age of responsibility or accountability
İngilizce - Türkçe

a person who is below the legal age of responsibility or accountability teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

minor
yardımcı
minor
{i} üniversitede ikinci branş
minor
ikinci derecede olan
minor
(İnşaat) azınlık

Kadınlar bir azınlık değildir. - Women are not a minority.

Keşke Tatoeba'da daha fazla azınlık dilleri olsa. - I wish there were more minority languages in Tatoeba.

minor
ufak

Tom ufak yaralar aldı. - Tom received minor injuries.

Dan ufak yaralarla kurtuldu. - Dan survived with minor injuries.

minor
(Ticaret) daha önemsiz
minor
küçük

Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir. - It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.

Bana babamın servetinden küçük bir pay verildi. - I was given a minor share of my father's wealth.

minor
minör
minor
ikincil
minor
ergin olmayan çocuk
minor
daha küçük
minor
üniversitede ikinci branşa ait
minor
{i} ergin olmayan kimse, rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
kücük
minor
rüştünü ispat etmemiş kimse
minor
rüştünü ispat etmemiş
minor
{s} reşit olmayan

Reşit olmayan birinin refahını tehlikeye düşürdüğünüz için tutuklusunuz. - You're under arrest for endangering the welfare of a minor.

Tom'un çalıştığı bar reşit olmayan kimselere alkollü içki sattığı için ruhsatını kaybetti. - The bar where Tom works lost its license because they had been selling alcoholic drinks to minors.

minor
önemi az
minor
{i} (üniversitede) yardımcı branş. 3
minor
(Tıp) Küçük (Parvus'un komparatif şekli), minoris
İngilizce - İngilizce
minor
a person who is below the legal age of responsibility or accountability

    Heceleme

    a per·son who I·s be·low the le·gal age of re·spon·si·bi·li·ty or ac·count·a·bi·li·ty

    Türkçe nasıl söylenir

    ı pırsın hu îz bilō dhi ligıl eyc ıv rispänsıbîlıti ır ıkauntıbîlîti

    Telaffuz

    /ə ˈpərsən ˈho͞o əz bēˈlō ᴛʜē ˈlēgəl ˈāʤ əv rēˌspänsəˈbələtē ər əˈkountəbələtē/ /ə ˈpɜrsən ˈhuː ɪz biːˈloʊ ðiː ˈliːɡəl ˈeɪʤ əv riːˌspɑːnsəˈbɪlətiː ɜr əˈkaʊntəbɪlɪtiː/