a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food

listen to the pronunciation of a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food
İngilizce - Türkçe

a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

side
{i} kenar

Kenara çekin, lütfen. - Pull over to the side, please.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

Tom onun yan tarafında bir ağrı ile uyandı. - Tom woke up with a pain in his side.

Yan tarafımda bir ağrı var. - I've got a pain in my side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Hayata her zaman olumlu yönden bak. - Always look on the bright side of life.

Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında. - The exit is on the right side of the direction of travel.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
İngilizce - İngilizce
side
a lengthwise dressed half of an animal's carcass used for food

    Heceleme

    a length·wise dressed half of an animal's car·cass used for food

    Türkçe nasıl söylenir

    ı lengthwayz drest häf ıv ın änımılz kärkıs yuzd fôr fud

    Telaffuz

    /ə ˈleɴɢᴛʜˌwīz ˈdrest ˈhaf əv ən ˈanəməlz ˈkärkəs ˈyo͞ozd ˈfôr ˈfo͞od/ /ə ˈlɛŋθˌwaɪz ˈdrɛst ˈhæf əv ən ˈænəməlz ˈkɑːrkəs ˈjuːzd ˈfɔːr ˈfuːd/