İngilizce - Türkçe
a large entrance or reception room or area teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- hall
- hol
Şemsiyeni holde bırak.
-Leave your umbrella in the hall.
Tom hol dolabından paltosunu çıkardı ve onu giydi.
-Tom took his coat out of the hall closet and put it on.
- foyer
- {i} giriş salonu
Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.
-I will meet you in the hotel foyer.
- hall
- malikane
- hall
- aralık
- hall
- giriş salonu
- foyer
- antre
- foyer
- giriş
Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.
-I will meet you in the hotel foyer.
- foyer
- tiyatroda ara salonu
- hall
- (mektep/birdem/vb.) salon
- hall
- koridor
Tom'u koridorda gördüm.
-I saw Tom in the hall.
Tom Mary'nin dairesinin dışındaki koridorda bir saat bekledi.
-Tom waited an hour in the hallway outside Mary's apartment.
- foyer
- Tiyatroda fuaye, giriş salonu
- foyer
- {i} fuaye
- foyer
- tiyatro fuaye
- hall
- {i} okul/üniversite binası
- hall
- {i} konak
- hall
- yurt/hôl/salon
- hall
- {i} yemekhane
Askerler yemekhanede yemek yerler.
-The soldiers eat in the mess hall.
İlgili Terimler
a large entrance or reception room or area
Heceleme
a large en·trance or re·cep·tion room or ar·e·aTürkçe nasıl söylenir
ı lärc entrıns ır risepşın rum ır eriıTelaffuz
/ə ˈlärʤ ˈentrəns ər rēˈsepsʜən ˈro͞om ər ˈerēə/ /ə ˈlɑːrʤ ˈɛntrəns ɜr riːˈsɛpʃən ˈruːm ɜr ˈɛriːə/
Resimler
Favoriler