a contiguous set of steps connecting two floors teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- stairs
- merdiven
O, merdivenlerden aşağıya geliyordu.
-She was coming down the stairs.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
-She quickly went up the stairs.
- a set of
- bir takım
Öncüleri bir takım engellerin üstesinden geldiler.
-The pioneers overcame a set of obstacles.
- a set of
- set
Tom her zaman onun arabasındaki sandıkta bir set atlama kabloları saklar.
-Tom always keeps a set of jumper cables in the trunk of his car.
- stairs
- basamaklı merdiven
- stairs
- basamaklar
Basamaklardan düşüp başımı vurdum.
-I fell down the stairs and hit my head.
- stairs
- pilleken
- stairs
- {i} merdivenler
Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
-Tom Skeleton, the ancient stage doorkeeper, sat in his battered armchair, listening as the actors came up the stone stairs from their dressing rooms.
O, merdivenlerden aşağıya geliyordu.
-She was coming down the stairs.
İlgili Terimler
a contiguous set of steps connecting two floors teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- stairs