Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?
 - Would you like to share my dessert with me?
Şimdilik, bu odayı arkadaşım ile paylaşmak zorundayım.
 - For the time being, I must share this room with my friend.
Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır.
 - This city has a public bike share program.
Yolculuğum hakkında bir şey paylaşmak için doğal olarak şimdi herkesin beni beklediğini biliyorum.
 - I know that now, naturally, all are waiting for me to share something about my voyage.
Tom ve Mary Boston'daki hayatları hakkındaki hikayeleri paylaştı.
 - Tom and Mary shared stories about their life in Boston.
Bizim sorunlarımız ortaklık ile ele alınmalıdır; ilerleme paylaşılmalıdır.
 - Our problems must be dealt with through partnership; progress must be shared.
Tom'un kar payı vardı.
 - Tom had a share in the profits.
Kar payını talep etti.
 - He claimed his share of the profits.
Hisse senedi fiyatları bu son ay dengesizdi.
 - Share prices have been erratic this last month.
Upload media from the browser or directly to the file share.