aşılatmak

listen to the pronunciation of aşılatmak
Türkçe - İngilizce
to have (someone) vaccinated; to allow (someone) to be vaccinated; to have (one person) vaccinate (another)
to have (animals) bred; to have (someone) breed (animals); to have (a female animal) impregnated; to cause (a male animal) to impregnate (a female animal)
to have (a plant) grafted; to have (someone) graft (a plant)
aşıla
imbue
aşıla
inoculate

None of the family had been inoculated against diphtheria. - Aileden hiçbiri difteriye karşı aşılanmadı.

aşıla
vaccinate

Where did you vaccinate them? - Onları nerede aşıladın?

You must be vaccinated against rabies. - Sen kuduza karşı aşılanmalısın.

aşıla
infuse
aşıla
indoctrinate
aşıla
vaccinated

You must be vaccinated against rabies. - Sen kuduza karşı aşılanmalısın.

aşıla
instil

We must instill patriotism into the young people of today. - Biz bugünün genç insanlarına vatanseverlik aşılamalıyız.

aşıla
engraft
Türkçe - Türkçe
Aşılama işini yaptırmak
aşılatma
Aşılatmak işi
aşılatmak