şerif

listen to the pronunciation of şerif
Türkçe - İngilizce
(isim) Sacred
sherif

The sheriff told Tom to be out of town by sundown. - Şerif Tom'a gün batımına kadar şehir dışında olmasını söyledi.

That old trapper knows the sheriff. - O yaşlı avcı, şerifi tanıyor.

shereef
sheriff

I'm going to be the new sheriff. - Ben yeni şerif olacağım.

The sheriff established order in the town. - Şerif, kasabada düzen tesis etti.

şerif yardımcısı
deputy

Dan is a retired deputy sheriff. - Dan emekli şerif yardımcısıdır.

şerif vekili
tipstaff
borçluları yakalayan şerif bürosu
catchpoll
borçluları yakalayan şerif bürosu
catchpole
hırkai Şerif
1. see H
sakalı Şerif hairs
from the beard of the Prophet Muhammad
Türkçe - Türkçe
Büyük Britanya'da kendi bölgesi içinde kralı temsil eden, yasalara saygı gösterilmesini sağlamakla görevli yönetici
Soylu, temiz
Amerika Birleşik Devletleri'nde seçimle işbaşına gelen, hukuki yetkisi sınırlı olan yönetici
(Osmanlı Dönemi) şerefli
Kutsal, şerefli
Amerika Birleşik Devletlerinde seçimle iş başına gelen, hukukî yetkisi sınırlı olan yönetici
(Osmanlı Dönemi) AZÎZ
ŞERİF
(Osmanlı Dönemi) (E) Şerefli, mübarek
ŞERİF
(Hukuk) Hz. Hüseyin'den gelme soy
ŞERİF
(Osmanlı Dönemi) Peygamber neslinden ve Hazret-i Hüseyin soyundan olup İslâmiyete tam sadâkatla bağlı temiz kimse. Bak: Sâdât
şerif gören
Yol, Endişe, Kurbağalar, Amerikalı gibi filmleriyle tanınmış sinema yönetmenimiz
şerif