şenlik

listen to the pronunciation of şenlik
Türkçe - Türkçe
Sevinç, neşe: "Gece her tarafta şenlik olmuş, çalgılar, davullar çalınmış, kıyamet kopmuş."- M. Ş. Esendal
Şen olma durumu, şetaret
Evin önünde yemeklik sebze yetiştirilen küçük bahçe
Şen olma durumu, şetaret: "Emine'nin yüzüne öyle bir şenlik, çakırımsı şehla gözlerine öyle bir civeleklik geldi ki..."- O. C. Kaygılı
Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram
Sevinç, neşe
Belli bir sanat veya sanatçıya ayrılmış gösteri dizisi, festival
Belli günlerde yapılan, coşku veren eğlendirici gösterilerin tümü, bayram: "Ne var ki bu şenlik gününde yüzüne bakan yok."- T. Buğra
şenlik