örnekleyen teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- {s} illustrative
- Demonstrative, exemplative, showing an example or demonstrating
This example of bad behavior is illustrative of his continued bad behavior.
- {s} demonstrative, explanatory, clarifying; used as an example or illustration
- Tending or designed to illustrate, exemplify, or elucidate
- If you use something as an illustrative example, or for illustrative purposes, you use it to show that what you are saying is true or to make your meaning clearer. A second illustrative example was taken from The Observer newspaper
- clarifying by use of examples
- Making illustrious
- serving to demonstrate
- örnekle
- {f} sample
The astronauts had to use special tools to collect rock samples on the Moon because they could not bend over in their spacesuits.
-Astronotlar Ay'da kaya örnekleri toplamak için özel araçlar kullanmak zorunda kaldılar çünkü uzay elbiseleri ile eğilemezlerdi.
Would you show us some samples of your work?
-Bize çalışmalarınızdan bazı örnekler gösterir misiniz?
- örnekle
- {f} sampling
I wasn't afraid of the blood sampling at all.
-Kan örneklemesinden hiç korkmuyordum.
In this semester, students study and apply statistical sampling techniques.
-Bu dönem, öğrenciler istatistiksel örnekleme tekniklerini okuyacaklar ve uygulayacaklar.
- örnekle
- exemplify
I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
-Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.