This train left Aomori thirty minutes late, so we won't arrive at Tokyo before noon, I'm afraid.
- Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.
He came here before noon.
- O buraya öğleden önce geldi.
She's supposed to be back by lunchtime.
- Öğle yemeği saatine kadar burada olması gerekiyor.
I should get to Boston by lunchtime.
- Öğle yemeği arasına kadar Boston'a varmalıyım.
They will contact us before midday today.
- Onlar bugün öğleden önce bizimle iletişime geçecekler.
We have lunch at midday.
- Biz gün ortasında öğle yemeği yiyoruz.
I'm going to go out this afternoon.
- Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
Is there a flight in the afternoon?
- Öğleden sonra bir uçuş var mı?