Tom duraklatma butonuna bastı.
 - Tom pressed the pause button.
Kısa bir ara verelim.
 - Let's take a short pause.
Benim parmaklarım her sözcüğü telâffuz eder, her aralık ve her aksan.
 - My fingers pronounce every word, every pause and every accent.
Tom bir an için durakladı.
 - Tom paused momentarily.
O, postere bakmak için durakladı.
 - He paused to look at the poster.
Kısa bir duraklama vardı ve sonra müzik başladı.
 - There was a brief pause and then the music began.
Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.
 - In music or speaking, a pause is frequently used for dramatic effect.