Düşmanca bir ortamda hayatta kalmak için bir insan doğaçlama yapabilmeli ve azimli olabilmeli.
- To survive in a hostile environment, one must be able to improvize and be tenacious.
Tom çok dilli bir ortamda büyüdü.
- Tom grew up in a multilingual environment.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir.
- It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.
Kendisini yeni çevresine adapte etmeyi zor buldu.
- She found it was difficult to adapt herself to her new surroundings.
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.