Hikaye hayret verici olaylarla doluydu.
- The story was full of marvelous happenings.
Alternatiflerin yokluğu zihni hayret verici bir şekilde temizler.
- The absence of alternatives clears the mind marvelously.
Onun harika olduğunu düşündüm.
- I thought it was marvelous.
Onun harika bir mizah anlayaşı vardır.
- She has a marvelous sense of humor.
Bilgili bir kişiyi dinlemek harika.
- It's marvellous to listen to a learned person.
Bu kadar harika bir kentte yaşamayı seviyorum.
- I love living in this marvellous town.
... is a small marvel ...