Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
- My brother lives in Tokyo.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
- My little brother is watching TV.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
- Worries aged him rapidly.
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
- Care aged him quickly.
O benim kız kardeşimin kocası. O benim kayınbiraderim.
- He's my sister's husband. He's my brother-in-law.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
- Matt is Rita's brother-in-law.
Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Erkek kardeşinle birlikte okula gittim.
- I went to school with your brother.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
- Today I'll go to the cinema with Tom's brother.