verwandte

listen to the pronunciation of verwandte
Almanca - Türkçe
n {fer'vantı} r,e hısım, akraba
akraba

Bütün akrabalarıma, tanıdıklarıma ve arkadaşlarıma doğum günümü kutladığınız için çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz. - Ein herzliches Dankeschön an alle meine Verwandten, Bekannten und Freunde für die zahlreichen Glückwünsche zu meinem Geburtstag. Es hat mich sehr gefreut.

Ne kadar sıklıkta akrabalarını ziyaret ediyorsun? - Wie häufig besuchst du deine Verwandten?

İngilizce - Türkçe

verwandte teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

relation
ilişki

Sanırım John'un Jane ile olan ilişkilerini çok fazla okuyorsun. - I think you're reading too much into John's relationship with Jane.

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor. - As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

relation
ara

Japonya ve ABD arasındaki arkadaşça ilişkileri sürdürmeliyiz. - We must maintain the friendly relations between Japan and the U.S.

O iki problem arasında herhangi bir yakınlık görmüyorum. - I don't see any relation between the two problems.

kinsfolk
kiminse kodağından kimseler
kinsman
erkek akraba/kohum
kinsman
erkek akraba
kinswoman
bayan akraba
relation
akraba

O onlarla akrabalığını bozdu. - He broke relations with them.

O benimle akraba değil. - He is no relation to me.

kinsfolk
{i} akrabalar
kinsfolk
{i} soy sop
kinsfolk
akraba
kinsfolk
hısım
kinsman
{i} akraba (erkek)
kinsman
(isim) akraba (erkek)
kinswoman
(isim) akraba (kadın)
kinswoman
{i} akraba (kadın)
kinswoman
kadın akraba
relation
{i} bağ

En büyük nimet sağlık, en büyük zenginlik kanaat, en büyük bağ da vefadır. - Health is the greatest gift; satisfaction the greatest wealth; fidelity the greatest relation.

relation
{i} söyleme
relation
{i} bağlantı