valid codes

listen to the pronunciation of valid codes
İngilizce - Türkçe

valid codes teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

half
ara

Tom Mary'nin arabasının torpido gözünde yarısı yenmiş bir hamburger fark etti. - Tom noticed a half-eaten hamburger on the dashboard of Mary's car.

Araba ile oraya ulaşmak benim bir buçuk saatimi aldı. - It took me an hour and a half to get there by car.

half
(pul/içecek/bilet/vb.) yarım
half
buçuk

Tom sekiz buçuk yıl önce ailesiyle birlikte Japonya'ya geldi. - Tom came to Japan eight and a half years ago with his parents.

Bir buçuk asırlık bir karmaşadan sonra kraliyet otoritesi yeniden kuruldu. - Only after a century and a half of confusion was the royal authority restored.

half
yarı

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı. - He began his meal by drinking half a glass of ale.

İşini yarıda bırakma. - Don't leave your work half done.

half
{i} yarım

Yarım düzine yumurta aldım. - I bought half a dozen eggs.

Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor. - The dictionary contains about half a million words.

half
yarımhalf brother üvey erkek karde
half
yarı yarıya

Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı. - His income was diminished by half after retirement.

Tom'un dans etmeye başlayacağını yarı yarıya umuyordum. - I half expected Tom to start dancing.

half
kısmen

Tom sadece kısmen şaka yapıyordu. - Tom was only half joking.

half
{i} yarım, yarı: Two halves make a whole. İki yarım bir bütün eder. half an apple yarım elma. Half the students have come
half
yarım buçuk yarı
half
{i} devre

Bu araba, motor silindirlerinin yarısını devre dışı bırakabilir. - This car can deactivate half of its engine's cylinders.

half
{ç} halves (hävz)
half
(zarf) yarı, yarı yarıya, hemen hemen, neredeyse
half
{i} yarı saha
half
hemen hemen
İngilizce - İngilizce
half
valid codes

    Heceleme

    val·id codes

    Türkçe nasıl söylenir

    välıd kōdz

    Telaffuz

    /ˈvaləd ˈkōdz/ /ˈvæləd ˈkoʊdz/