O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
Tom Mary'ye bir nişan yüzüğü verdi.
- Tom gave Mary an engagement ring.
Yarın herhangi bir randevun var mı?
- Do you have any engagement tomorrow?