the mother of your father or mother

listen to the pronunciation of the mother of your father or mother
İngilizce - Türkçe

the mother of your father or mother teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

grandma
nine

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

grandmother
{i} anneanne

Anneannem yavaşça konuşuyor. - My grandmother speaks slowly.

Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu. - My grandmother's death was a big shock.

gran
nine

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

Bugün ninemin doğum günü. - Today's my grandmother's birthday.

gran
büyükanne

Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu. - It's been a long time since I visited my grandmother.

Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir. - Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.

grandma
büyük anne

Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti. - Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.

Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı. - I'm afraid my grandma neither has a henhouse nor a motorcycle.

grandma
büyükanne

Büyükannem senden daha hızlı mesaj yazıyor. - My grandma texts faster than you.

Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk. - We found a recipe for grandma's cookies .

gran
i., k.dili. nine, büyükanne
gran
(Tıp) Tane, tanecik anlamına önek
gran
(isim) nine
grandma
i., k.dili. nine, büyükanne
grandma
{i} babaanne

Babaannem bir iğne ve iplik almak için eğildi. - My grandma bent over to pick up a needle and thread.

Babaannem eğildi ve bir iğne ve iplik aldı. - My grandma stooped down and picked up a needle and thread.

grandma
{i} anneanne

Anneannemin bir ikizi var. - My grandma has a twin.

grandmother
{i} büyükanne

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti. - Tom and his grandmother went to the bookstore.

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor. - My grandmother goes for a walk in the evening.

grandmother
{i} nine

Bugün ninemin doğum günü. - Today's my grandmother's birthday.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor. - That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.

İngilizce - İngilizce
granny
gran
grandmother
grannie
grandma
The mother of one's father or mother
grandmother
the mother of your father or mother

    Heceleme

    the moth·er of your Fa·ther or moth·er

    Türkçe nasıl söylenir

    dhi mʌdhır ıv yôr fädhır ır mʌdhır

    Telaffuz

    /ᴛʜē ˈməᴛʜər əv ˈyôr ˈfäᴛʜər ər ˈməᴛʜər/ /ðiː ˈmʌðɜr əv ˈjɔːr ˈfɑːðɜr ɜr ˈmʌðɜr/