the mother of your father or mother

listen to the pronunciation of the mother of your father or mother
Englisch - Türkisch

Definition von the mother of your father or mother im Englisch Türkisch wörterbuch

grandma
nine

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

grandmother
{i} anneanne

Anneannemin ölümü büyük bir şok oldu. - My grandmother's death was a big shock.

Anneannem yavaşça konuşuyor. - My grandmother speaks slowly.

gran
nine

Noel için nineme bir gömlek vereceğim. - I'll give grandma a shirt for Christmas.

Bugün ninemin doğum günü. - Today's my grandmother's birthday.

gran
büyükanne

Bazen büyükanneler, KGB'den daha tehlikelidir. - Sometimes, Grandma is more dangerous than the KGB.

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti. - Tom and his grandmother went to the bookstore.

grandma
büyük anne

Büyük anne hamur ona yapışmasın diye oklavanın üstüne un serpti. - Grandma sprinkled flour on the rolling pin so the dough wouldn't stick to it.

Büyük annem ve büyük babam için kaygılanıyoruz. - We're worried about Grandma and Grandpa.

grandma
büyükanne

Büyükannem sadece biraz çorba içti. - My grandma just drank a bit of soup.

Kırmızı şemsiye ona büyükannesini hatırlattı. - The red umbrella reminded her of her grandma.

gran
i., k.dili. nine, büyükanne
gran
(Tıp) Tane, tanecik anlamına önek
gran
(isim) nine
grandma
i., k.dili. nine, büyükanne
grandma
{i} babaanne

Babaannem bir iğne ve iplik almak için eğildi. - My grandma bent over to pick up a needle and thread.

Babaannem 75 yaşında. - My grandma is 75 years old.

grandma
{i} anneanne

Anneannemin bir ikizi var. - My grandma has a twin.

grandmother
{i} büyükanne

Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu. - It's been a long time since I visited my grandmother.

Büyükannem akşam yürüyüşe gidiyor. - My grandmother goes for a walk in the evening.

grandmother
{i} nine

Büyükannenin ilk adını hatırlıyor musun? - Hayır, ona her zaman sadece nine derdim. - Do you remember the first name of your grandmother? - No, I just always called her granny.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor. - That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.

Englisch - Englisch
granny
gran
grandmother
grannie
grandma
The mother of one's father or mother
grandmother
the mother of your father or mother

    Silbentrennung

    the moth·er of your Fa·ther or moth·er

    Türkische aussprache

    dhi mʌdhır ıv yôr fädhır ır mʌdhır

    Aussprache

    /ᴛʜē ˈməᴛʜər əv ˈyôr ˈfäᴛʜər ər ˈməᴛʜər/ /ðiː ˈmʌðɜr əv ˈjɔːr ˈfɑːðɜr ɜr ˈmʌðɜr/
Favoriten