the act of founding, fixing, establishing, or beginning to erect

listen to the pronunciation of the act of founding, fixing, establishing, or beginning to erect
İngilizce - Türkçe

the act of founding, fixing, establishing, or beginning to erect teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

foundation
temel

Kolonlar sağlam bir temel sağlamaktadır. - Columns provide a solid foundation.

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

foundation
dayanak

Bu iddialar bir bilimsel dayanaktan yoksun. - These claims lack a scientific foundation.

foundation
kuruluş
foundation
vakıf

Öğrencilerin Vakıf Günü'nde bir tatili var. - Students have a holiday on Foundation Day.

O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı. - He was awarded a scholarship to do research for the foundation.

foundation
(Tıp) Temel, kaide, dayanak, üzerine herhangi birşey kurulan veya oturtulan kısım
foundation
temel yapısı
foundation
özül
foundation
döşek
foundation
(Ticaret) işletme
foundation
yapma

O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı. - He was awarded a scholarship to do research for the foundation.

Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz. - So ultimately, with Tatoeba we are only building the foundations… to make the Web a better place for language learning.

foundation
altyapı
foundation
tesis
foundation
(Kozmetik) Fondöten: Kadınların, cildi pürüzsüz göstermesi, renk vermesi için yüzlerine sürdükleri yarı sıvı veya boyalı krem
foundation
temel/kuruluş
foundation
{i} temel, esas
foundation
{i} kurma, tesis etme
foundation
foundation garment korse
İngilizce - İngilizce
foundation

The foundation of his institute has been wrought with difficulty.

the act of founding, fixing, establishing, or beginning to erect