Bizim sorunlarımız yok. Yalnızca görevlerimiz var.
- We don't have problems. We only have tasks.
Büyük, zaman alan görevleri parçalara ayırıyorum.
- I break large, time-consuming tasks into chunks.
Askerî uçakların sadece yarısı savaşa katılabilir. Kalanlar ise başka görevler için kullanılır.
- Only half of all military planes can fight. The rest are used for other tasks.
Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
- Tom has a great talent for the assignment of tasks.
Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
- The trainee could hardly bear the burden of the task.
Yarına kadar görevi gözden geçirmeliyim.
- I must go through the task by tomorrow.
Sizin robotunuz yemekleri hazırlayacak, temizleyecek, bulaşıkları yıkayacak, ve diğer ev işlerini yapacak.
- Your robot will prepare meals, clean, wash dishes, and perform other household tasks.
Görevde onunla işbirliği yaptım.
- I cooperated with him in the task.
O, çok dikkatli yazmasına rağmen, yazma ödevinde çok sayıda hataları vardı.
- Although he was writing carefully, he had many mistakes in his writing task.
... We figured if switching between a few tasks was good, then switching between more will ...
... Revolution had to do with the application of scientific ideas to the basic tasks of ...