seeking, looking for; penetrating, piercing, sharp; rigorous, strict, accurate

İngilizce - Türkçe

seeking, looking for; penetrating, piercing, sharp; rigorous, strict, accurate teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

İlgili Terimler

searching

keskin

searching

{f} ara

Tom bütün akşamı ünlü kişlerin fotoğrafları için Web'i araştırmakla geçirdi. - Tom spent the whole evening searching the Web for photos of famous people.

Polisler saatlerce Tom'un evini aradılar fakat onlar cinayet silahını bulamadılar. - The police spent hours searching Tom's place, but they couldn't find the murder weapon.

searching

içe işleyen

searching

sıkı

searching

meraklı

searching

arıyor

Tom yıllardır Mary'yi arıyor. - Tom has been searching for Mary for years.

Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor. - The police have been searching for the stolen goods for almost a month.

searching

{s} araştırıcı

searching

{s} inceden inceye araştıran

searching

{s} sıkı (araştırma)

searching

search ara

searching

{s} keskin (bakış)

searching

keskin searchinglyarayarak

searching

{s} nüfuz eden

searching

(isim) arama

İngilizce - İngilizce

seeking, looking for; penetrating, piercing, sharp; rigorous, strict, accurate teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

{s} searching

Heceleme

seeking, looking for; penetrating, piercing, sharp; rigorous, strict, ac·cu·rate