saklanmak

listen to the pronunciation of saklanmak
Türkçe - İngilizce
hide

Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness. - Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.

You don't have to hide. - Saklanmak zorunda değilsin.

(Konuşma Dili) go into hiding
shelter
(Askeri) take shelter
saved for
be kept secret from
kept in a place
hide away
be kept in a place
to be kept secret
kept
lurk
be kept
kept secret
to be kept
be saved for
to be kept in a place
kept secret from
be kept secret
lie low
to hide oneself, hide, conceal oneself
to be saved for
to be kept in (a place)
burrow
shelter oneself
bury oneself
lie up
to be hidden; to be kept secret from
take cover
to hide, to hide oneself; to be kept secret (from); to be kept (in a place); to be saved for
hide oneself
hide out

Tom needed somewhere safe to hide out. - Tom'un saklanmak için güvenli bir yere ihtiyacı vardı.

cover oneself
abscond
hole up
lam

Quick, turn off the lamp, I want to hide in the darkness. - Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.

sakla
(Bilgisayar) keep

I promised him to keep it secret. - Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.

She can never keep a secret. - O, asla sır saklayamaz.

sakla
hid

The boy hid behind the door. - Çocuk, kapının arkasına saklandı.

Please hide the blueberry jam where Takako can't see it. - Lütfen yabanmersini kavanozunu Takako'nun göremeyeceği bir yere sakla.

sakla
lay away
ilerisi için saklanmak
be laid up
sakla
cache
sakla
withhold from
sakla
tuck away
sakla
keep back
sakla
withheld from
sakla
{f} hiding

Tom is hiding under the table. - Tom masanın altında saklanıyor.

Tom was hiding behind the door. - Tom kapının arkasında saklanıyordu.

sakla
stow
sakla
salt away
sakla
store up
sakla
{f} stowing
sakla
kept back
sakla
hide

Hide this in a safe place. I don't want anyone getting their hands on it. - Bunu güvenli bir yerde sakla. Ona kimsenin dokunmasını istemiyorum.

I've got nothing to hide. - Saklayacak bir şeyim yok.

arkasına saklanmak
hide behind
gemide saklanmak
stow away
gemide saklanmak
stow
sakla
keptback
sakla
tuck#away
sakla
store#up
sakla
stash

Sami stashed the marijuana in a motel room. - Sami marihuanayı bir motel odasında sakladı.

Fadil stashed the weapons in the car. - Fadıl silahları arabada sakladı.

sakla
keepback
sakla
dissemble
sakla
storeup
sakla
tuckaway
saklanma
hiding

Tom has gone into hiding. - Tom saklanmaya gitti.

Tom thought he'd found the perfect hiding place. - Tom mükemmel bir saklanma yeri bulduğunu düşündü.

saklanma
concealment
saklanma
safekeeping
saklanma
suffusion
saklanma
preservation
Türkçe - Türkçe
Kendini saklamak, gizlenmek
Saklama işi yapılmak: "Şarap mahzende saklanır, aşkın kalbimde yıllanıyor."- Şarkı
Saklama işi yapılmak
Kendini saklamak, gizlenmek: "O âdeta kaçıp saklanacak bir yer arıyormuş gibi sıkıntıdaydı."- Y. K. Karaosmanoğlu
saklanma
Saklanmak işi
saklanmak