Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
- Telling lies is a very bad habit.
Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
- Tom has a very bad reputation around town.
Berbat bir şeyin kokusunu alıyorum.
- I smell something awful.
O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Niçin o kadar korkunçsun?
- Why are you so awful?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyordu.
- Tom seemed awfully tired.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.
Ne müthiş bir dünyada yaşıyoruz!
- What an awful world we live in!
My socks smell awful.
... But I do believe that women in pop music have a very bad rap. ...
... That was a very bad idea. ...