to reveal, to show

listen to the pronunciation of to reveal, to show
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to reveal, to show в Английский Язык Турецкий язык словарь

present
{i} mevcut

Kabinenin her üyesi mevcuttu. - Every member of the cabinet was present.

Çok sayıda öğrenci toplantıda mevcut. - A lot of students are present at the meeting.

present
{i} şu an

Onlar şu anda İngiltere'de büyük bir şirket için çalışıyorlar. - At present they are working for a big company in England.

Şu andaki eğitim sisteminde hangi eksikliği bulabilirsin? - What defect can you find in the present system of education?

present
{i} hediye, armağan
bust out
çiçek açmak
bust out
yapraklanmak
bust out
yaprak vermek
bust out
çiçeklenmek
bust out
(Konuşma Dili) tüymek
present
bergüzar
present
gün

Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik. - We chose Mary a good birthday present.

Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum. - I would like to give him a present for his birthday.

present
tanıtmak
present
sahnede göstermek
present
{s} adı geçen
present
(fiil) sunmak, sahneye koymak, vermek, bulunmak (iltifat), tanıtmak, takdim etmek, ortaya koymak, ileri sürmek, aday göstermek, arzetmek, çıkarmak, ibraz etmek, nişan almak, doğrultmak (silah), doğrultmak, sahnelemek
present
{f} takdim etmek
present
takdim etme
present
şu anki

O, şu anki maaşından memnun. - She is content with his present salary.

Tom şu anki maaşından memnun değil. - Tom isn't content with his present salary.

present
bugünkü

Tom bugünkü maaşından memnun. - Tom is content with his present salary.

Taoizm bugünkü Henan ilinde M.Ö. 604'te doğmuş bir pir olan Laozi'nin öğretileri üzerine kurulmuştur. - Taoism was founded on the teachings of Laozi, a sage born in 604 B.C. in present-day Henan Province.

present
{s} bulunan, hazır, mevcut: the animals present in this region bu bölgede bulunan
Английский Язык - Английский Язык
present
bust out
to reveal, to show
Избранное