Определение anneler в Турецкий язык Английский Язык словарь
- moms
All moms should breastfeed their children.
- Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
All moms should breastfeed their kids.
- Bütün anneler çocuklarını emzirmeli.
- mothers
God could not be everywhere, therefore he created mothers.
- Tanrı her yerde olamazdı . Bu yüzden anneleri yarattı .
Mothers often pamper their children.
- Anneler çoğunlukla çocuklarını şımartırlar.
- anne
- {i} mother
Mother always gets up early in the morning.
- Anne her zaman sabahları erken kalkar.
The baby needs its mother.
- Bebeğin annesine ihtiyacı vardır.
- anne
- {s} maternal
My mother's father is my maternal grandfather.
- Annemin babası, anne tarafından dedemdir.
This is his maternal grandfather.
- Bu onun anne tarafından büyük babası.
- anneler günü
- Mothers' Day
- Anneler günü
- Mother's Day
- anne
- {i} mum
My mum likes tea very much.
- Annem çayı çok sever.
Mum! Can you pass me the toilet paper?
- Anne! Bana tuvalet kağıdını uzatabilir misin?
- anne
- {i} mummy
Look Mummy, I can read!
- Bak anne, okuyabiliyorum!
Mummy, could you give me money to buy sweets?
- Anne, bana şekerleme satın almam için para verebilir misin.
- anne
- mom
Mom was innocent enough to ask him: Would you like any more beer?
- Annem yeteri kadar masum bir halde Biraz daha bira ister misin? diye sordu.
Mom was busy with her sewing.
- Annem dikiş işleriyle meşguldü.
- anne
- {i} mammy
Mammy, you are an exploiter!
- Anne, sen bir sömürücüsün!
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
- anne
- mama
Mama, is it okay if I go swimming?
- Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
I still call my mother Mama.
- Hâlâ anneme ana diyorum.
- bekar anneler
- single mothers
- anne
- momma
- anne
- old lady
- anne
- ma
- anne
- mother, ma, mum, mummy, momma, mommy, mom, mammy
- anne
- mamma
Your mamma's so fat, she'd break London Bridge.
- Senin annen o kadar şişmanki, Londra Köprüsü'nü çökertiyordu.
- anne
- mum; old woman
- anne
- mam
How many eggs did mammy buy?
- Annen kaç tane yumurta aldı?
Mama had a crippled face.
- Anne felçli bir yüze sahipti.
- anne
- mater
Maternal love is greater than anything else.
- Anne sevgisi her şeyden daha büyüktür.
My mother's father is my maternal grandfather.
- Annemin babası, anne tarafından dedemdir.
- anne
- old woman
- anne
- {i} maw
- evli olmayan anneler
- unmarried mothers
