a suitcase

listen to the pronunciation of a suitcase
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a suitcase в Английский Язык Турецкий язык словарь

suitcase
{i} bavul

Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor. - I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.

O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz? - Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself?

bag
{i} torba

Tom torbadan bir parça şeker aldı. - Tom took a piece of candy from the bag.

Kağıt torbaları tekrar tekrar kullanmalısın. - You should use the paper bags again and again.

bag
{i} poşet

Dan bir çöp poşetiyle Linda'yı boğarak öldürdü. - Dan smothered Linda with a trash bag.

Sanırım insanlar tek kullanımlık poşetleri kullanmayı durdurmalı. - I think people should stop using disposable shopping bags.

bag
{i} çanta

Şu çantaları taşımaya yardım ettim. - I helped carry those bags.

Çantaya bir etiket iliştirdi. - He attached a label to the bag.

bag
{i} sevimsiz kadın
suitcase
valiz bavul
bag
yığınla
bag
çuval
bag
yürütmek
bag
bir çuval
bag
(hayvan) öldürmek
suitcase
valiz

Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu. - The suitcase contained nothing but dirty clothes.

Mary Tom'dan valizini taşımasını istedi. - Mary asked Tom to carry her suitcase.

bag
bag and
bag
{f} torbaya koymak
bag
{f} torbalamak, çuvala koymak
bag
argo bir paket esrar
bag
{f} torbalanmak
bag
{i} çekilmez kadın
bag
{f} yakalamak
bag
{f} germek
bag
torbaya veya çuvala koymak
bag
{f} aşırmak
suitcase
{i} çanta

Biletimi alırken çantama göz kulak ol. - Keep an eye on my suitcase while I buy my ticket.

Henüz çantana bir şey koymadın. - You haven't put anything in your suitcase yet.

Английский Язык - Английский Язык
case
bag
suitcase
To trade using samples in a suitcase
suitcase
a portable rectangular traveling bag for carrying clothes; "he carried his small bag onto the plane with him"
suitcase
A suitcase is a box or bag with a handle and a hard frame in which you carry your clothes when you are travelling. It did not take Andrew long to pack a suitcase
suitcase
Large (usually rectangular) piece of luggage used for carrying clothes, and sometimes suits, when travelling
suitcase
{i} rectangular traveling bag, valise
a suitcase

    Расстановка переносов

    a suit·case

    Турецкое произношение

    ı sutkeys

    Произношение

    /ə ˈso͞otˌkās/ /ə ˈsuːtˌkeɪs/
Избранное