örgütçü

listen to the pronunciation of örgütçü
Турецкий язык - Английский Язык
organizer teşkilatçı
organizer (good at starting an organization)
organizer
örgüt
organization

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations. - Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

I hate terrorist organizations. - Terör örgütlerinden nefret ediyorum.

örgüt
organisation

Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books. - Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

Mafia is a type of criminal organisation. - Mafya bir tip suç örgütüdür.

örgüt
(Ticaret) body
örgüt
organ

Every year, the organisation organises a number of meetings of volunteers who go door-to-door to sell Frisian books. - Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations. - Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

örgüt
economy
örgüt
organism
örgüt
organization, group which has an organizational structure
örgüt
organization, association teşkilat, teşekkül
Турецкий язык - Турецкий язык
Örgütleme işleriyle uğraşan, bu işlerde yetenekli kimse, teşkilâtçı
Örgüt
(Hukuk) TEŞKİLAT
örgüt
Ortak bir amaç veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilât
örgüt
Ortak bir amacı veya işi gerçekleştirmek için bir araya gelmiş kurumların veya kişilerin oluşturduğu birlik, teşekkül, teşkilat: "Örgütteki dosyası da çoktan dürülmüştü."- T. Buğra
örgüt
Bir kuruluşa bağlı alt bölümlerin bütünü