present participle of drive

listen to the pronunciation of present participle of drive
İngilizce - Türkçe

present participle of drive teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

driving
{s} araba kullanma

Ona araba kullanmayı öğreniyor olduğumu söyle. - Tell her that I am learning driving.

Araba kullanmak gerçekten çok basit. - Driving a car is really very simple.

driving
çalıştıran
driving
araba kullanarak

Tom çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı. - Tom tried to impress Mary by driving very fast.

Tom otobanda çok hızlı araba kullanarak Mary'yi etkilemeye çalıştı ama işe yaramadı. - Tom tried to impress Mary by driving very fast on the Autobahn, but it didn't work.

driving
hareket ettiren
driving
işletme
driving
işleten
driving
sürüş

Kilometre performansı sürüş koşullarına göre değişir. - Mileage varies with driving conditions.

Tehlikeli sürüş cezalandırılmalı. - Dangerous driving should be punished.

driving
çeviren
driving
driving wheel işletme dişlisi
driving
şiddetli
driving
tuttuğunu koparan
driving
{s} enerjik, canlı, dinamik
driving
{i} araba gezintisi
driving
{s} şoför

O sürerken bir otobüs şoförüyle konuşmamak gerekir. - You shouldn't talk to a bus driver while he's driving.

driving
(sıfat) araba kullanma, harekete geçiren, sürücü, şoför, enerjik, canlı, hareket ettirici
driving
{s} enerjik
driving
{i} kullanma

Tom, on üç yaşından beri ehliyetsiz araba kullanmakta. - Tom has been driving without a license since he was thirteen.

Polis alkollü araç kullanmaktan onu tutukladı. - The policeman arrested him for drunken driving.

driving
drive götür/aç/git/sür
driving
{s} sürücü

Sürücü sınavını geçebileceğimin mümkün olmadığını düşünüyorum. - I think it's unlikely that I'll be able to pass my driving test.

Aslında sürmeye yoğunlaşarak iyi sürücüler olmayız. - We do not become good drivers by concentrating on driving as such.

driving
sert
İngilizce - İngilizce
driving
present participle of drive