Our task is to repair a wall.
- Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
I'm here to fix the broken window.
- Kırık camı onarmak için buradayım.
It'll cost $300 to fix it.
- Bunu onarmak 300 dolara mal olacak.
I'd like to renovate the house.
- Evi onarmak istiyorum.
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
Is it possible to repair the washing machine?
- Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
I cannot mend this carpet. It's too old.
- Ben bu halıyı onaramam. Çok eski.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
My watch needs to be repaired.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
This broken vase cannot be repaired.
- Bu kırık vazo onarılamaz.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
I've fixed the radio for him.
- Onun için radyoyu onardım.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
The mechanic said the repair would not take long.
- Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.
After his knee repair, he could walk without pain.
- Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.