onarmak

listen to the pronunciation of onarmak
Türkçe - İngilizce
repair

Our task is to repair a wall. - Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.

He has to repair the clock. - O, saati onarmak zorundadır.

mend

I want to mend this watch. - Bu saati onarmak istiyorum.

It is never too late to mend. - Onarmak için asla çok geç değil.

fix

I'm here to fix the broken window. - Kırık camı onarmak için buradayım.

It'll cost $300 to fix it. - Bunu onarmak 300 dolara mal olacak.

restore
renovate

I'd like to renovate the house. - Evi onarmak istiyorum.

refit
to repair; to restore
(Hukuk) to repair

He has to repair the clock. - O, saati onarmak zorundadır.

Is it possible to repair the washing machine? - Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?

doctor
redress
tinker up
to repair, to mend, to fix, to recondition; to restore, to renovate
remedy
patch up
debug
relay
rebuild
overhaul
do up
do sth up
service
recondition
{f} rehabilitate
onar
{f} mend

I cannot mend this carpet. It's too old. - Ben bu halıyı onaramam. Çok eski.

These new shoes already want mending. - Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.

onarma
patch
onarma
(Ticaret) troubleshooting
onar
{f} repaired

My watch needs to be repaired. - Kol saatimin onarılması gerekiyor.

This broken vase cannot be repaired. - Bu kırık vazo onarılamaz.

onar
{f} mending

These new shoes already want mending. - Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.

My socks are in need of mending. - Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.

onarma
refit
onarma
debugging
onarma
reparation
onar
{f} fixed

I've fixed the radio for him. - Onun için radyoyu onardım.

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

onar
fix

He fixed the broken table. - O kırık masayı onardı.

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

fıçı onarmak
cooper
onar
recondition
onar
{f} repair

The mechanic said the repair would not take long. - Tamirci onarımın uzun sürmeyeceğini söyledi.

After his knee repair, he could walk without pain. - Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.

onarma
repair; restoration
onarma
instauration
oturma yerini onarmak
seat
örerek onarmak
darn
Türkçe - Türkçe
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek. İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek
İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek
tamir etmek
onar
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on; her defasında onu bir arada
onarma
Onarmak işi: "Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu
onarma
Onarmak işi
onarmak