It'll cost about 2,000 yen to repair it.
- Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.
He has to repair the clock.
- O, saati onarmak zorundadır.
It is never too late to mend.
- Onarmak için asla çok geç değil.
I want to mend this watch.
- Bu saati onarmak istiyorum.
I'm here to fix the broken window.
- Kırık camı onarmak için buradayım.
I still have to fix the washing machine.
- Hâlâ çamaşır makinesini onarmak zorundayım.
I'd like to renovate the house.
- Evi onarmak istiyorum.
Is it possible to repair the washing machine?
- Çamaşır makinesini onarmak mümkün müdür?
Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.
- Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.
Have you ever mended your carpets?
- Hiç halılarını onardın mı?
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
Tom repaired my watch for me.
- Tom benim için saatimi onardı.
My watch needs to be repaired.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.
My socks are in need of mending.
- Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
These new shoes already want mending.
- Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
My clock needs to be fixed.
- Saatimin onarılması gerekiyor.
He fixed the broken table.
- O kırık masayı onardı.
Tom can fix the heater.
- Tom ısıtıcıyı onarabilir.
This car needs repairing.
- Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.
Tom knows how to repair computers.
- Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.