olduğu kadar

listen to the pronunciation of olduğu kadar
Türkçe - İngilizce
as much as

Novels aren't being read as much as they were in the past. - Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.

We learned as much as possible about their culture before visiting them. - Onları ziyaret etmeden önce, kültürleri hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi sahibi olduk.

as well as

I think that globalization has negative effects as well as positive. - Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.

He is handsome as well as rich. - Zengin olduğu kadar yakışıklı da.

as far as

Don't race the car. We want to make it go as far as possible. - Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.

mümkün olduğu kadar
all the way
mümkün olduğu kadar erken
as early as possible
mümkün olduğu kadar yakın
as near as possible
mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as
mümkün olduğu kadar çok
as much as possible
mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as possible
olduğu kadar