olduğu kadar

listen to the pronunciation of olduğu kadar
التركية - الإنجليزية
as much as

If I go to China, it would be for the purpose of speaking Chinese as much as possible. - Çin'e gidersem, bu mümkün olduğu kadar çok Çince konuşmak amacıyla olurdu.

Novels aren't being read as much as they were in the past. - Romanlar geçmişte olduğu kadar çok okunmuyor.

as well as

He is handsome as well as rich. - Zengin olduğu kadar yakışıklı da.

I think that globalization has negative effects as well as positive. - Küreselleşmenin pozitif olduğu kadar negatif etkilerinin de olduğunu düşünüyorum.

as far as

Don't race the car. We want to make it go as far as possible. - Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.

mümkün olduğu kadar
all the way
mümkün olduğu kadar erken
as early as possible
mümkün olduğu kadar yakın
as near as possible
mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as
mümkün olduğu kadar çok
as much as possible
mümkün olduğu kadar çabuk
as soon as possible
olduğu kadar
المفضلات