Yeni yasa büyük bir reformdu.
- The new law was a major reform.
Tenislerdekilerle karşılaştırılabilen dört büyük golf turnuvası hangileridir.
- What are the four major golf tournaments comparable to the ones in tennis?
O başlıca şikayetimdi.
- That was my major complaint.
Golf sahaları su kirliliğinin başlıca sebeplerinden biridir.
- Golf courses are a major cause of water pollution.
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Kuzenim Teddy Fransızcayı üniversitede asıl branş olarak aldı ve bir yıl Paris'te okudu.
- My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
Tütün önemli ürünlerden biridir.
- Tobacco was one of their major crops.
Kate'e bir filmde önemli bir rol oynama fırsatı verildi.
- Kate has been given an opportunity to play a major role in a movie.
Tom mimariyi asıl branş olarak seçiyor.
- Tom is majoring in architecture.
Üniversitede ana branş olarak ne seçtin?
- What did you major in at college?
Tom bir müzik majörü değil.
- Tom isn't a music major.
Ben bir İngiliz binbaşıydım.
- I was an English major.
Binbaşıyı değiştirmeyi düşünüyorum.
- I'm thinking of changing majors.
Binbaşı yüzbaşının üstündedir.
- A major is above a captain.
Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.
- My major is medieval European history.
Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?
- What subject do you major in?
This is Major Jones.
I have decided to major in mathematics.