esas

listen to the pronunciation of esas
Türkçe - İngilizce
base
main

Our main problem remains unsolved. - Bizim esas sorunumuz çözümsüz kalır.

Seagulls are mainly coastal birds. - Martılar esas olarak kıyı kuşlarıdır.

fundamental

To keep early hours is fundamental to good health. - Erken kalkmak iyi sağlık için esastır.

In the Aymara culture, respecting one's parents is fundamental. - Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.

essential

The analogy is essentially correct. - Benzetme esasen doğrudur.

Laughter is essential in a good relationship. - Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.

basic

Physics is the basic physical science. - Fizik esas doğa bilimidir.

Mathematics is basic to all sciences. - Matematik bütün bilimler için esas niteliği taşır.

principal

Jupiter is a planet principally composed of hydrogen and helium. - Jüpiter esas olarak hidrojen ve helyumdan oluşan bir gezegendir.

intrinsic

This celebration is an intrinsic part of the culture of our country. - Bu kutlama ülkemizin kültürünün esas parçasıdır.

essence

This, in essence, is the secret of science. - Bu, esas itibariyle, bilimin sırrıdır.

As a result, he gets something which technically is correct, but in its essence is just a mockery. - Sonuç olarak, o teknik olarak doğru bir şey alır ama esasen o bir taklittir.

(Kanun) grounds
constitutive
foundation, base, basis; principle, essence; essential, cardinal, real, basic, fundamental
postulate
cardinal
cornerstone
datum
ultimate
hypostasis
core
inherent
grounding
primary
actual
prime
beginning
canon
major

What subject do you major in? - Esas branş olarak hangi konuyu seçtin?

My major is medieval European history. - Esas branşım orta çağ Avrupa tarihidir.

basis

Tickets are free on a first-come, first-serve basis on the night of the performance. - Biletler, performansın yapıldığı gecede ilk gelene, ilk hizmet esasına göre ücretsizdir.

We work on a piecework basis. - Biz parça başı esasına göre çalışırız.

original
radical
authentic
substance
parent

In the Aymara culture, respecting one's parents is fundamental. - Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.

essential, real, basic
master
nub
the true state (of a thing)
fortification
extract
(Hukuk) basis, grassroots, fundamental
heartbeat
principle
sum
guiding
foundation
basal
the nub
broad
element
beginnings
the merits
central

This disease affects mainly on the central nervous system. - Bu hastalık esas olarak merkezi sinir sistemini etkiler.

staple
pith and marrow
fundamental principle, essence, the essentials
foundation, base, basis
pith
pivotal
elemental
footing
quiddity
corner stone
underlying
kernel
nucleus
mother
basement
groundwork
backbone
soul
rudiments
esas neden
root
esas olan şey
essential
esas almak
base on
esas almak
predicate something on
esas almak
ground on
esas almak
predicate sth on
esas anlam
gist
esas bacak
(Havacılık) base leg
esas görev
(Askeri) primary mission
esas hat
base line
esas hedef
(Askeri) actual target
esas ideal
(Matematik) principal ideal
esas
(Ticaret) core business
esas kiriş
(İnşaat,Teknik) main beam
esas kısmı
bulk
esas kısım
body
esas maaş
(Askeri) base pay
esas maden
(Madencilik) essential mineral
esas no.
(Politika, Siyaset) docket no
esas nokta
(Askeri) directing point
esas nokta
datum point
esas rütbe
(Askeri) permanent grade
esas sebep
(Ticaret) main reason
esas silah
(Askeri) primary weapon
esas top
(Askeri) directing gun
esas yapı
framework
esas yüz
face
esas ücret
(Askeri) fundamental wage
esas alma
essentially taking
esas alınmış
based on
esas olarak, gerçekte, aslında
mainly, in fact, actually
esas alınan nokta
datum point
esas alınan yükseklik
datum line
esas amaç
(Hukuk) essential objective
esas askeri sanatkar er
(Askeri) primary military occupational specialty
esas ateşe destek görevi
(Askeri) essential fire support task
esas biyel
(Otomotiv) master connecting rod
esas boru
main pipe
esas boy
basic size
esas boyut
basic size
esas bölge ulaştırma planının tahsisi
(Askeri) assign primary zone routing
esas bölge/değişim mevkisi
(Askeri) primary zone/switch location
esas bölüm
(Ticaret) essential part
esas deri
dermis
esas değer
(Ticaret) basis value
esas diğer uçak envanteri
(Askeri) primary other aircraft inventory
esas duruş
attention
esas duruş/vaziyet
mil . attention
esas duvar
(İnşaat) common wall
esas duvar
(İnşaat) fundamental wall
esas eksen
principal axis
esas eğri
basic curve
esas film
(Askeri) master film
esas fiyat
(Ticaret) basis price
esas fiyat
(Ticaret) basic price
esas fon
(Ticaret) basic fund
esas geliştirme / test uçak envanteri
(Askeri) primary development/test aircraft inventory
esas görev uçak envanteri
(Askeri) primary mission aircraft inventory
esas hat değiştirme isteği
(Askeri) baseline change request
esas hava aracı yetkilendirmesi
(Askeri) primary aircraft authorization
esas havan
(Askeri) base mortar
esas ile ilgili
basal
esas ilgi
(Askeri) primary interest
esas kenar
working edge
esas kontrol subayı; tedarik sözleşme subayı
(Askeri) primary control officer; procuring contracting officer
esas kopya
original copy
esas kule
main tower
esas kur
(Ticaret) central rate
esas kuvvet
main body
esas kısım
module
esas liman
(Askeri) primary port
esas madde
(Askeri) essential item
esas minör
(Matematik) principal minor
esas müteahhit
(Askeri) prime vendor
esas nokta
hinge
esas nota
tonic
esas nota
keynote
esas notanın üzerinde ses aralığı
tierce
esas odak
(Fizik) principal focus
esas olan şey
essentiality
esas olarak
fundamentally
esas olarak/itibarıyla as
a matter of fact, in principle, essentially, basically
esas oğlan
leading man
esas oğlan
(Argo) main male character
esas parça
fundament
esas proje
major project
esas radar
(Askeri) primary radar
esas rapor
(Askeri) basic report
esas renk
fundamental colour
esas sahip
(Ticaret) principal owner
esas sebep
mainspring
esas sorum
(Askeri) primary cognizance
esas sınıf
(Askeri) basic branch
esas tanık
(Kanun) principal witness
esas unsur
(Askeri) base element
esas uçak envanteri
(Askeri) primary aircraft inventory
esas uçuş kontrolül Prime
(Askeri) primary flight control
esas yazı
(Askeri) basic communication
esas yol
principal road
esas zayiat kabul ve tedavi gemisi
(Askeri) primary casualty receiving and treatment ship
esas çizgi
(Hukuk) baseline
esas çıkar
(Askeri) primary interest
esas ölçek
(Askeri) principal scale
esas özellik
essential
esas öğe
main unit
esas ürün
(Ticaret) primary product
esas ürün
staple
esas şahıs
(Askeri) base stake
esas, ana
(Askeri) master
içtimai esas
Social basis
esas olarak
(Ticaret) substantially
esas olarak
basically
esas olarak
constitutive
esaslar
data
esaslar
rules
gerekli esas
essential
nisbi esas
(Sigorta) pro rata
esaslar
nuclei
esaslar
{i} alphabet
esaslar
Guidelines
esaslar
bare bones
esaslar
bases
dost birlik esas bilgi unsurları
(Askeri) essential elements of friendly information
düz esas çizgi
(Hukuk) straight baseline
esas olarak
intrinsically
esaslar
{i} rudiments
görev esas yedeği
(Askeri) mission essential backup
güç koruma platformu; esas bağlantı panosu; öncelik belirleme programı
(Askeri) power projection platform; primary patch panel; priority placement program
konsolide esas
(Ticaret) consolidated basis
mevki tespit sistemi; esas dağıtım bölgesi; korunmuş dağıtım sistemi
(Askeri) position determining system; primary distribution site; protected distribution system
müşterek esas uçak eğitim sistemi
(Askeri) joint primary aircraft training system
normal esas çizgi
(Hukuk) normal baseline
paraşüt birliği; esas raporlama birliği
(Askeri) pararescue unit; primary reporting unit
personel tahliyesi; Phoenix Raven; esas bölge; üretim ihtiyacı; program inceleme
(Askeri) personnel recovery; Phoenix Raven; primary zone; production requirement; program review
sürekli istasyon değişimi; kişisel muhabere sistemi; esas kontrol gemisi; tali i
(Askeri) permanent change of station; personal communications system; primary control ship; processing subsystem; processor controlled strapping
teknik esas
(Ticaret) technical element
İngilizce - Türkçe

esas teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

esas kurumlar vergisi
(Ticaret) mainstream corporation tax
esas