Tom Mary'nin sesini hemen tanıdı.
- Tom instantly recognized Mary's voice.
Tom bir şeylerin yanlış olduğunu hemen bildi.
- Tom knew instantly that something was wrong.
O, onu anında yalanladı.
- He instantly denied it.
Tom anında tepki gösterdi.
- Tom reacted instantly.
Derhal sorunla ilgilenmeliyiz.
- We must deal with the problem instantly.
Her iki adam da aniden öldü.
- Both men died instantly.
O neredeyse aniden öldü.
- He died almost instantly.
Her iki adam da aniden öldü.
- Both men died instantly.
O neredeyse aniden öldü.
- He died almost instantly.
Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Instantly the girl saw her mother, she burst out crying.
Acele bir yemek yedik ve hemen ayrıldık.
- We ate a hasty meal and left immediately.
Arama ve kurtarma operasyonları hemen başladı.
- Search and rescue operations began immediately.
Derhal bir ambulans geldi.
- An ambulance arrived immediately.
Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.
- The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.
Burada sana acilen ihtiyacımız var.
- You're needed here immediately.
Gece yarısı aperatifi için anlık erişte yedim.
- I had instant noodles as a midnight snack.
Anlık şehriyeler üniversite öğrencileri arasında temel bir yemektir.
- Instant noodles are a staple among college students.
Tom bir kase çabuk hazırlanan erişte yedi.
- Tom ate a bowl of instant noodles.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Umarım durumu bir an önce düzeltirsin.
- I hope you will correct the situation immediately.
Derhal sorunla ilgilenmeliyiz.
- We must deal with the problem instantly.
He left the room for his relinquished sword, / And Julia instant to the closet flew.
... 500 kindergartners in my district will instantly get ...
... I'm listening to in All Access I can instantly turn into a ...