Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.
- He criticized his rival severely.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.
Bu sabahtan beri şiddetle yağmur yağıyor, bu yüzden bir yere gitmek istemiyorum.
- It has been raining severely since this morning. That's why I don't want to go anywhere.
O öğretmen tarafından şiddetle azarlandım.
- I got scolded severely by that teacher.
Tom ciddi olarak dövüldü.
- Tom was severely beaten.
Tom ciddi olarak dövülmüştü.
- Tom had been severely beaten.
Tom bana ağır biçimde hakaret etti ama ben ona aynen karşılık verdim.
- Tom insulted me severely, but I gave him tit for tat.
Tom ağır biçimde yaralandı.
- Tom was severely injured.
Dan cezaevi gardiyanları tarafından ciddi bir şekilde dövüldü.
- Dan was severely beaten by prison guards.
Fırtına ürünlere ciddi bir şekilde zarar verdi.
- The storm severely damaged the crops.