having a lot of money and possessions

listen to the pronunciation of having a lot of money and possessions
İngilizce - Türkçe

having a lot of money and possessions teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

a lot of
birçok

Birçok müşteri danışma için avukata gelirler. - A lot of clients come to the lawyer for advice.

Birçok İngilizce sözcük, Latince'den türemiştir. - A lot of English words are derived from Latin.

rich
{s} zengin

Van Horn ailesi zengindi. - The Van Horn family was rich.

Çin doğal kaynaklar bakımından zengindir. - China is rich in natural resources.

rich
{s} verimli

Bir nehir havzasının genellikle verimli tarım arazileri vardır. - The basin of a river usually has rich farmland.

rich
{s} pahada ağır
rich
{s} bereketli
rich
{s} varlıklı

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
{s} değerli
a lot of
sürüsüne bereket
a lot of
bini bir paraya
rich
kalın
rich
varsıl
rich
kalorisi yüksek
a lot of
bir dünya
a lot of
külli
a lot of
çok

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum. - I plan to invite a lot of guests to the opening ceremony.

Onun ne de çok kitabı var! - What a lot of books he has!

a lot of
niçe-niçe
a lot of
kârlı
rich
pahalı

Zengin insanlar pahalı saatleriyle hava atarlar. - Rich people show off with their expensive watches.

rich
dolgun
rich
ağır

Richter ölçeğine göre 8.9 şiddetinde bir deprem, Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye sebep oldu. - An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.

rich
(the ile) zenginler
rich
varlı

Bütün varlığını kaybetti. - He lost all his riches.

Ailem varlıklı değildir. - My family is not rich.

rich
çok

Çok zengin olduğunu duyuyorum. - I hear you're very rich.

Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi. - Tom said jokingly that he was not very rich.

a lot of
bir çok

Bu kitabı iyi biliyor gibisin; Kitaptan bir çok alıntı yapıyorsun. - You seem to know this book very well; you use a lot of quotations from it.

Son zamanlarda bir çok hileli iğrenç olaylar vardı. - Recently there have been a lot of nasty incidents with fraud.

a lot of
çok/pek çok (şey): She bought a lot of books. Çok kitap aldı
rich
para

Zengin olsaydım, ben sana biraz para verirdim. - If I had been rich, I would have given you some money.

O para içinde yüzüyor. - He is rolling in riches.

rich
{s} anlamlı

Fransızca dili eş anlamlı sözcüklerce zengindir. - The French language is rich in synonyms.

rich
(sıfat) paralı, zengin, varlıklı, bereketli, verimli, değerli, pahada ağır, pahalı, bol, yoğun, besin değeri yüksek, besleyici, ağır (yiyecek), canlı (renk), gür, esprili, komik, nükteli, anlamlı
İngilizce - İngilizce
rich
A lot of
gobs of

He wants to make gobs of money selling cassettes.

a lot of
very much, very many
having a lot of money and possessions

    Heceleme

    ha·ving a Lot of mon·ey and possessions

    Türkçe nasıl söylenir

    hävîng ı lôt ıv mʌni ınd pızeşınz

    Telaffuz

    /ˈhavəɴɢ ə ˈlôt əv ˈmənē ənd pəˈzesʜənz/ /ˈhævɪŋ ə ˈlɔːt əv ˈmʌniː ənd pəˈzɛʃənz/